Üçüncü Konu :
ALLAH'A İBADET ETMEYE BORÇLUYUZ
Evet bir insan başkasından gördüğü bir iyiliğe veya aldığı bir hediyeye karşı mukabelede bulunması bir borçtur. Böyle bir borcun edâ edilmemesi insaniyetsizliğe delâlet eder. Ve sevişmemeye sebep olur. Ve aralarında muhabbet alışverişi kesilir.
Binâenaleyh, Cenâb-ı Hakk'ın bizlere sayısız nimetlerine sonsuz lütuflarına bilhassa bizlere verdiği vücut, varlık hediyesine karşı mukabelede bulunmamız bir borçdur. Bu borcu tediye etmemek insaniyetten düşürtür. Ve ulu Allah'ın yüksek teveccühünü, muhabbetini kaybettirir.
Öyleyse, mukabelede bulunmalıyız ki daha fazla teveccühüne mazhar ve daha ziyade nimetlerini, hediyelerini kazanalım.
Evet. O büyük Allah'ımız Kur'ân-ı Kerim'inde bizlere hitaben şöyle emrediyor:
لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَزٖيدَنَّكُمْ
yani sizlere verdiğim ve vermekte olduğum nimetlere karşı arz-ı şükranda bulunuldukça daha çok ihsanlarda bulunacağım. Fakat teşekkürlerde bulunmadığınız takdirde aramız bozulur. Nimetlerimi azaltacağım. Veya değer ve kıymetlerini indireceğim gibi korkunç bir mâna da zihne geliyor.
Meselâ; bir çocuk her gün sabahleyin mektebe gittiği ve öğle zamanı geldiği ve akşam üzeri eve döndüğü vakitlerde anasının, babasının daima ellerini öpüp dualarını alırsa tabiî o çocuk anaya, babaya yaptığı hürmetle daha ziyade şefkat ve lütûflarına mazhar olur. Aksi takdirde o çocuk, asi ve haylaz lar sırasına geçer. Ana ve babanın bedduasına, şefkatsizlikleri ne maruz kalır, kıymetten düşer.
Kezalik, biz insanlar da sabahleyin işimize gücümüze gider ve gelirken ve yaparken Allah'ımızın ismiyle yardımıyle, hidayetiyle niyet ederek yaparsak daha fazla teveccüh, yardımını kazanırız. Aksi halde nankör oluruz. Bu ise insaniyete muhaliftir.
İbadetten maksat nedir? Mâlûm ya ibadet herkesin bildiği namaz, oruç, haç, zekât, gibi amelî hükümlerdir. Evet bu gibi ameller Allah'ın nimetlerine karşı teşekkür vazifesini gören bir borçtur. Bu borcu veririz ama bu gibi amelleri yapmakla borçtan kurtulma imkânı yoktur.
Bu amelî hükümlerden başka pek çok Allah'ın emirleri vardır. Ancak bu emirlerin iktizasını yapmakla borçtan bir derece kurtulabiliriz.
Meselâ; vatanımızı ihya, imar etmek, düşmanların istilasından korumak için lâzım gelen teşebbüslerden geri durmamak ve bütün bilgileri, fenleri elde etmek hususunda say ve çalışmak ve okullar, hastahaneler, köprüler, yollar, çeşmeler gibi yaşayışı kolaylaştıran müesseseleri vücuda getirmek bil hassa maddeten vemanen geri kalan zayıflara muhtaçlara yardım etmek gibi insanların asayiş ve yaşayışlarını te'min hususunda gerek Kur'ân-ı Kerîm âyetleriyle, gerek Peygamberimiz hadîsleriyle verilen emirleri yerine getirmekle bir de rece Allah'a olan ibadet borcumuzu tediye edebiliriz. Yoksa borçlu kalır ve borçlu da ölürüz, kıyamette cezayı da çekeriz.
(Abdülmecid Ünlükul, Dü Mezhebi İlmihali, s. 3-5)
Selam ve dua ile.
Nurani Müdafa Heyeti
Comments