top of page
Yazarın fotoğrafıNurani Müdafa

ÂSÂR-I MEHMED KAYALAR'DAN NOTLAR - 12

Mehmed Kayalar, Âsâr-ı Mehmed Kayalar, Hususî Baskı, Nisan 2014, İstanbul


Nurdan Damlalar


"Âlemleri hayran bırakan sabr û sebatın,

Hak uğruna kalkandı, Senin fâni hayatın."

(Mehmed Kayalar, Nurdan Damlalar, s. 12)


"Coştukça coşar, Sözler'i andıkça gönüller,

Bir kalb gibi Nur âlemi hep üstüne titrer."

(Mehmed Kayalar, Nurdan Damlalar, s. 13)


"Beklerdi bu eyyamı asırlar boyu millet,

Feth eyledi dünyaları, Nurlar'daki haşmet."

(Mehmed Kayalar, Nurdan Damlalar, s. 13)


Sırat-ın Nur


"Neticeye bakmamak lâzımdır. Zira neticeleri fena veya iyi yapan sade Hâlık-ı Zü'l-celâl'dir. Biz sa'y, çalışmak ile mükellefiz; ne neticeyi beklemek ve ne de bakmakla mükellef değiliz..."

(Mehmed Kayalar, Sırat-ın Nur, s. 3)


"Zerre kadar aklı olan anlar ki; Bu kadar niâm-ı İlâhîye, bu kadar cihazât-ı beşeriye nafile değildir."

(Mehmed Kayalar, Sırat-ın Nur, s. 14)


"İnsan musibetlerle tasaffi eder, süzülür. Kemâl bulur."

(Mehmed Kayalar, Sırat-ın Nur, s. 17)


"Hakk'a hizmet kolay değildir. Hakk'ın hâdimlerinin, dinin nâşirlerinin neler çektiklerini, Kur'ân vâzıhen gösteriyor. Bu hususta en büyük musibet ve acıları, Enbiyanın çektiği mâlumdur."

(Mehmed Kayalar, Sırat-ın Nur, s. 19)


"Hem şerler olmasa, hayırların güzellikleri bilinmez; karanlık olmasa, nurun kıymeti bilinmeyeceği gibi..."

(Mehmed Kayalar, Sırat-ın Nur, s. 19)


"Neticeye bakmamak lâzımdır, zira neticeleri fena veyahut iyi yapan sade Hâlık-ı Zü'l-celâl'dir. Biz sa'y ile çalışmak ile mükellefiz. Ne neticeyi beklemek ve ne de bakmakla mükellef değiliz."

(Mehmed Kayalar, Sırat-ın Nur, s. 20 - 21)


"Hizmet-i Kur'âniyede sade emeliniz olsun, gayeniz olsun, onun için yaşayın."

(Mehmed Kayalar, Sırat-ın Nur, s. 22)


"Büyük İslâm Müteffekiri Bediüzzaman Hazretleri’ni muhabbetle, eserleriyle tanıdım. Hayatını baştan nihayete kadar tedkik ettim. Bu zâtı sonsuz bir fedakârlık ve şefkat hissiyle bu memlekette İslâmiyet'e Risale-i Nur ile hizmette bulunuyor gördüm. İçinde yaşadığımız asrın ihtiyacına muvafık ve asrın idrâkine hitab edici mahiyette, kuvvetli ve muknî delilleri hâvi Risale-i Nur Külliyatı'nı, son derece mümtaz, bütün mesâil-i diniyeyi delâil-i akliye ile isbat ederek fen ve felsefe ile meşgul hey'etler için ve bütün beşeriyet için çok faideli buldum."

(Mehmed Kayalar, Sırat-ın Nur, s. 24 - 25)


"Risale-i Nur eserleri, selef-i salihînin eserleri gibi kıymetdâr olup, belki zamanımızın ihtiyacına cevap vermesi ve hakâik-i diniyeyi kuvvetli isbat ve efkâra telkin etmesi noktasından ve câmiiyeti itibariyle daha mükemmeldir."

(Mehmed Kayalar, Sırat-ın Nur, s. 25)


"Her nevi hizmet-i diniyye; taraf-ı İlâhîden in'amdır, ihsandır ve tavzifdir."

(Mehmed Kayalar, Sırat-ın Nur, s. 33)


"Risale-i Nur'un bir hads-i kudsî ifade eden muvazeneleri, nazar-ı im'andan sâkıt olmazsa, ilâ yevmi'l-kıyam bize kâfidir. Şeriatın desâtir-i kudsiyesi ne ulvî ve ne mukaddes mizandır ki; tarîk-i hüda olan sırat-ı müstakimi, sahib-i iz'ana irae eder."

(Mehmed Kayalar, Sırat-ın Nur, s. 34)


"Risale-i Nur'un dairesinde, 'baş olmak' veyahut ehl-i garaz olan bazı ceridelerin dediği gibi 'lider olmak' vesaire yoktur. Ancak hakikî din kardeşliği vardır."

(Mehmed Kayalar, Sırat-ın Nur, s. 34)


İzhar-ı Hak


"Bu pek kıymetli eser hakkında Merhum Üstâd'ımız aşağıdaki takdir ve iltifatlarını izhar ederek aynen şöyle demişlerdi:

'Bârekallah, Maşâallah, pek âlimane ve pek müdakkikane bir eser olmuş. Âlem-i İslâm'ın istifadesi için muhakkak neşri lâzımdır.' "

(Mehmed Kayalar, İzhar-ı Hak, s. 3)


"İman, kalbde meknuz bir hazinedir. İmanın sümbülü, çiçeği, amel-i sâlih ile zahir şeriata ittiba'dır."

(Mehmed Kayalar, İzhar-ı Hak, s. 9)


"Ebazer-i Gıffarî (ra) şeriat hâdimliği Mervan İbn-i Hakem'in ve Mervanîlerin hoşuna gitmeyebilir."

(Mehmed Kayalar, İzhar-ı Hak, s. 10)


"İslâm ve iman bize ancak Allah'tan korkulacağını öğretir. Cenâb-ı Hakk'ın gayrisinden korkmak şirktir. Tevhid ile kâbil-i telif değildir."

(Mehmed Kayalar, İzhar-ı Hak, s. 13)


"Selef-i sâlihîn her nerede görürlerse münkeri nehy ederlerdi ve hiçbir şeyden korkmazlardı."

(Mehmed Kayalar, İzhar-ı Hak, s. 15)


"Kur'ân bütün a'sarı, belki ezel ve ebedi kucaklayan, arşı ferşe bağlayan öyle bir amud-i nuranîdir (nurlu sütundur) ki bütün edvar, bütün a'sardaki tabakat-i beşer, ins ve cin onun muhatab-ı hassıdır."

(Mehmed Kayalar, İzhar-ı Hak, s. 33)


"Kur'ân'ın pek çok mânâ tabakatı ve sarih ve zahiri mânâsından başka vücuh-u kesîre ile çok cihetlerde ifade-i mânâ eyler."

(Mehmed Kayalar, İzhar-ı Hak, s. 33)


"Aziz milletimizin mefâhiri olan ve bütün milletler içerisinde müstesna bir mevki ihraz eden namus-u millîmizi rehnedâr etmek isteyen müthiş cereyanlara karşı gelmek, vazifemizdir."

(Mehmed Kayalar, İzhar-ı Hak, s. 43)


"Şimdi de şark vilâyetlerinde o kötü hissin muhteris taklidçileri Kürtçülük dâvâsı ile vahdet-i İslâm'ı parçalamaya uğraşıyorlar."

(Mehmed Kayalar, İzhar-ı Hak, s. 53)


"Ey hakikatdar Müslüman kardeş!

Gördün ya; menfî milliyet ne menhus bir aşıdır. İslâmiyet milliyetini bırakıp Kürtçülük ve kavmiyet peşinde koşmak, hele bu asırda yapılacak şey değildir..."

(Mehmed Kayalar, İzhar-ı Hak, s. 56)


Selam ve dua ile.

Nurani Müdafa

Notları Alan: Abdulkadir Çelebioğlu

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


bottom of page