top of page
Yazarın fotoğrafıNurani Müdafa

ÂSÂR-I MEHMED KAYALAR'DAN NOTLAR - 14

Mehmed Kayalar, Âsâr-ı Mehmed Kayalar, Hususî Baskı, Nisan 2014, İstanbul


Mehmed Kayalar ve Hizmetleri

(İrfan Haspolatlı)


"Büyük eserler, ancak büyük ellerde büyüklüklerini gösterebilir, tılsımları çözülebilir."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 1)


"Aziz Üstâd'ım vefatına sayılı günler kala, son dersinde Mehmed Kayalar'a hitaben şöyle buyurdu: 'Kardeşim! Sen 1000 seneden beri gelmiş geçmiş bütün aktâbın, gavsların ve müceddidlerin yerinesin!' "

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 3)


"Abdülmecid Efendi bana hitaben: 'Kardeşim, Mehmed Kayalar kemâlâtın son zirvesine ermiş bir zât-ı celîl-ül kadirdir.' dedi."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 4)


"Abdülmecid Efendi; Mehmed Kayalar'ın talebesi ve hizmetkârı Şerif Nazlıcan'a hitaben: 'Seydalar ve Şeyhler Üstâd'ı tanıyamadılar, Nur Cemaati de Mehmed Kayalar'ı tanıyamadı!' demiştir."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 4)


"Merhum Mustafa Sungur Ağabey'in hatırâtında zikrettiği; Üstâd'ın Mehmed Kayalar için kullandığı sitâyişkâr ifadelerini aktarmak istiyorum:

Üstâd'ımız hayatının son aylarında Ankara'ya geldiği zaman, Mehmed Kayalar'a hitaben:

'Şark'ın on binler ulemâ ve evliyasının yerinde sen o hizmeti yaptın. Her yerden evvel benim oraya (Diyarbakır'a) gitmem lâzımdı. O ulemâ ve evliyanın evlat ve torunlarına Nurları ulaştırmam icap ederdi. Fakat ben gidemiyordum. Cenâb-ı Hak benim bedelime sana o hizmeti yaptırdı.' diye iltifatta bulundu."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 4)


[Mehmed Kayalar Ağabey ve Üstâd Bediüzzamanʹın ilk görüşmesinde] "Üstâd'ın ilk sözü 'Mehmed Bey! 28. Mektup'ta Hulusî'nin rüya tabiri var, demiştim ki; ileride bir genç kuvve-i velâyetle daireye girecek. Ben o tabiri yaparken senin bu şahsiyetin karşıma çıktı ve yazdım.' oldu."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 8)


[Mehmed Kayalar Ağabey] "Hatta bir defasında 'Ben bütün ulemâya âhir zamanda gelecek zâtın Bediüzzaman olduğunu ispat etmeye hazırım.' demişti."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 10)


"Üstâd, vefatından on beş gün evvel bir talebesiyle şahsî eşyalarını bavul içinde Diyarbakır'a, Mehmed Kayalar Ağabey'e göndererek Zübeyir Ağabey’e: "27. Mektub'u da bavula koyun, Mehmed Bey tab' etsin. Hem Risale-i Nur’a bakan ehemmiyetli 33 adet Hadîs-i Nebevî'yi Mehmed Feyzi'ye göndermiştik. O'na mektup yazın onları da Mehmed Bey'e göndersin. Mehmed Bey tab' etsin ve bundan sonra neşir işini Mehmed Bey yapsın.' demişti."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 11 - 12)


"Üstâd, Mehmed Kayalar Hazretleri'ne mektup yazarak buyurmuşlar ki: 'Kardeşim Mehmed! Bu küfre ben bir vurdum ise, sen on vurdun.' "

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 12)


"1946 senesinde bir gün Halıcı Sabri, Kürt Bekir Efendi ve arkadaşları Üstâd'a: 'Üstâd'ım, Risale-i Nur böyle kapalı dairede olmaz. Ülke çapında neşredelim.' deyince Üstâd: 'Acele etmeyin, onun günü var. 28. Mektup'ta Hulusî'nin rüya tabirinde işaret ettiğim sarıklı genç gelince o işler olur. O'nu bekleyin.' demiştir. Mehmed Kayalar Ağabey, 1950'de Üstâd'a ilk gittiğinde o sarıklı gencin Mehmed Ağabey olduğunu bizzat Üstâd, kendisine söylemiştir."

(İrfan Haspolatlı, Mehmed Kayalar ve Hizmetleri, s. 13)


Selam ve dua ile.

Nurani Müdafa

Notları Alan: Abdulkadir Çelebioğlu

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page