top of page
Yazarın fotoğrafıNurani Müdafa

ÂSÂR-I MEHMED KAYALAR'DAN NOTLAR - 4

Mehmed Kayalar, Âsâr-ı Mehmed Kayalar, Hususî Baskı, Nisan 2014, İstanbul


Kırk Hadis Ravzâtü'l-İman 


-"Nâsa galebe çalan şedid değildir. Belki, ancak şedid ve kavî odur ki; nefsi için gadab ve hiddete geldiği vakit, nefsine galebe edip gadabını teskin eder." (Sahîh-i Buhârî, 8/34; Sahîh-i Müslîm, Kitabü'l-Birr, Hadîs no: 107 ve 108)

(Mehmed Kayalar, Kırk Hadis Ravzâtü'l-İman, s. 43)


"Amma din ve İslâmiyet'in namusunu vikâye için gadab etmek başka mes'ele, hukuken hakkı çiğneyen zâlime karşı sükût zillettir."

(Mehmed Kayalar, Kırk Hadis Ravzâtü'l-İman, s. 43)


-"Bir Müslüman; diğer bir Müslüman kardeşine, hidayetini ziyadeleştirip tehlikeyi ondan red eden (uzaklaştıran) bir kelime-i hikmetten daha efdâl bir hediyyeyi ihda etmemiştir." (Müsnedü'l-Firdevs, 4/100; Ramuzü'l-Ehadîs, s. 374)

(Mehmed Kayalar, Kırk Hadis Ravzâtü'l-İman, s. 44)


"Demek zararı def' edip menfaati celb eden dine aid bir kelime-i hikmetten daha efdâl bir hediyye yok."

(Mehmed Kayalar, Kırk Hadis Ravzâtü'l-İman, s. 44)


-"Hazret-i Âdem'in hilkatinden tâ kıyamete kadar deccalden daha büyük bir emr-i fitne yoktur." (Sahîh-i Müslîm, Ahbaru'd-Deccal, 61; Müsned, c. 4, s. 19)

(Mehmed Kayalar, Kırk Hadis Ravzâtü'l-İman, s. 46)


"Deccaliyet; Devr-i Âdem'den kıyamete kadar dal budak salarak uzanan bir ağaç gibidir. Bütün enbiyalar bu şecerenin zakkum olan zehirli meyvelerinden tavsifen ümmetlerini tahzir etmişler. Bu şecere-i zakkumun dal ve budakları asırlar ve devirlere uzanıp uğrayarak zamanında zehirli meyvelerini vermiş.

Bu tavsifler yapılırken en zehirli meyveyi nazara almak ise; vazife-i tebliğiyyeye esas olan enzârı hakkıyla yapmaktır ki; bununla bütün asırlar tecrübe ve imtihan meydanında emr-i dini hakkıyla gözeterek sanki o zamana yetişmişçesine davranmak sûretiyle enzârın ifade ettiği hakikatten hislerini alarak kötülüklerden sakınmak sûretiyle hakikat-i insaniyyet olan hidayet yolunu müteyakkızen ciddî arayıp bulsunlar içindir."

(Mehmed Kayalar, Kırk Hadis Ravzâtü'l-İman, s. 46-47)


"Vazife-i tebliğ bütün âsâr ve edvâra has olduğundan hikmet-i istiâze kıyamete kadar gelecek ins ve cinni içine alan bir mahiyyet taşımak gerektir. Vallahü A'lem Bi's-sevab..."

(Mehmed Kayalar, Kırk Hadis Ravzâtü'l-İman, s. 47)


-"Ümmet ve İslâmiyet'e nâfi' olan ilmin talebinde kim olursa onunla enbiyaların arasında yalnız derece-i Nübüvvet kalır." (Mişkatü'l-Mesâbih, 1/83, Hadis no: 249; İhyâ-u Ulûmi'd-Dîn, 1/9)

(Mehmed Kayalar, Kırk Hadis Ravzâtü'l-İman, s. 47-48)


"Çünkü, o talip Nübüvvetin verâset tohumunu arayıp ekecekti."

(Mehmed Kayalar, Kırk Hadis Ravzâtü'l-İman, s. 48)


Selam ve dua ile.

Nurani Müdafa

Notları Alan: Abdulkadir Çelebioğlu

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page