Soru Detayı
Risale-i Nur Talebesi nasıl olunur? Talebeliğin şartı nedir? Risale-i Nur eserlerini Latin harfleri ile okuyabilir miyiz? Risale-i Nur eserlerini Latin harfleri ile neşretmeye Üstad Bediüzzaman Hazretleri izin vermiş midir? Sadece Osmanlıca Hatt-ı Kur'ân ile mi okumak ve yazmak gerekiyor? Kaynakları ile cevap verebilir misiniz?
Cevap
Öncelikle Risale-i Nur eserlerinin müellifi Talebelik meselesi ile ilgili Mektubat eserinde şöyle demişlerdir;
"Talebeliğin hâssası ve şartı şudur ki: Sözler'i kendi malı ve te'lifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini, onun neşir ve hizmeti bilsin." (Mektubat, s. 344)
Sözler'den kasıt, "Risale-i Nur Külliyatı"nın tamamıdır. Biz talebe olmak istiyorsak, Risale-i Nur eserlerini kendi malımız ve telifimiz gibi hissedip sahip çıkmalıyız. Ve en mühim hayat vazifemizi de onun neşir ve hizmeti bilmeliyiz.
Emirdağ Lâhikası 2'de geçen şu tabirler "talebe-i ulûm" yani ilim talebesi olmak için bize kapı aralamaktadır;
"Hiç olmazsa işleri ve vazifeleri olmadığı vakitlerde, beş on dakika dahi olsa Risale-i Nur'u okumak veya dinlemek veya yazmak cihetiyle bir miktar meşgul olsalar hakiki talebe-i ulûmun sevaplarına ve şereflerine mazhar oldukları gibi İhlas Risalesi'nde yazılan beş nevi ibadete de mazhar olurlar." (Emirdağ Lâhikası 2, s. 104)
Burada geçen "İhlas Risalesi'nde yazılan beş nevi ibadet" ise şunlardır;
"1 - En mühim bir mücahede olan ehl-i dalalete karşı manen mücahede etmektir.
2 - Üstadına neşr-i hakikat cihetinde yardım suretiyle hizmet etmektir.
3 - Müslümanlara iman cihetinde hizmet etmektir.
4 - Kalemle ilmi tahsil etmektir.
5 - Bazen bir saati bir sene ibadet hükmüne geçen tefekkürî olan ibadeti yapmaktır." (Lem'alar, s. 167)
Risale-i Nurlardan çeşitli yerlerden bazı pasajlara bakalım;
"Risale-i Nur benim bedelime sizlerle görüşür, derse müştak yeni kardeşlerimize güzelce ders verir. Nurlarla ya okumak veya okutmak veya yazmak suretindeki meşguliyet; tecrübelerle kalbe ferah, ruha rahat, rızka bereket, vücuda sıhhat veriyor." (Şualar, s. 486)
Burada da görüleceği üzere "okumak", "okutmak" ve "yazmak" tabirleri geçmektedir.
"Risale-i Nur'a intisap eden kimsenin en ehemmiyetli vazifesi, onu yazmak ve yazdırmaktır ve intişarına yardım etmektir. Onu yazan ve yazdıran ve okuyan, Risale-i Nur talebesi unvanını alır. Ve o unvan altında, her yirmi dört saatte benim lisanımla belki yüz defa, bazen daha ziyade hayırlı dualarımda ve manevî kazançlarımda hissedar olmakla beraber; benim gibi dua eden kıymettar binler kardeşlerim ve Risale-i Nur talebelerinin dualarına ve kazançlarına dahi hissedar olur." (Tarihçe-i Hayat, s. 284)
Burada "Onu yazan ve yazdıran ve okuyan, Risale-i Nur talebesi unvanını alır" cümlesi ile Risale-i Nur Talebesinin kime denildiği ve o unvanın kime verildiği anlaşılmış oluyor. Yazan da Risale-i Nur Talebesidir, okuyan da Risale-i Nur Talebesidir.
Risale-i Nur eserlerinin Yeni Yazı yani Latin harfleri ile okunması ve basılması ile ilgili Risale-i Nur'da geçen şu yerler meseleye açıklık getirmektedir;
"Risale-i Nur'un bir vazifesi; huruf-u Kur'aniyeyi muhafaza olduğundan yeni hurufa, zaruret derecesinde inşâallah müsaade olur." (Kastamonu Lâhikası, s. 210)
Risale-i Nur eserlerinin müellifi Üstad Bediüzzaman Hazretleri'dir ve o yeni hurufa yani Latin harflerine "müsaade olur" demiştir. Ve izin vermiştir. Hayatında iken bütün Risale-i Nur Külliyatı, Latin harfleri ile basılmıştır.
"Eğer münasip görülse ya yeni veya eski harfle daktilo ile birkaç nüsha yazılsın..." (Lem'alar, s. 168)
Buradan da anlaşılacağı üzere hem eski harfler olan Hatt-ı Kur'ân ile hem de yeni harfler olan Latin harfleri ile Risale-i Nur eserleri basılmıştır. Buna da bizzat eserlerin yazarı tarafından izin verilmiştir.
"...yeni yazı Tarihçe-i Hayatı bana bırakılan beş yüzden ikişer lira fiyat ile o üç yüz liraya o fiyatı mukabil tutarak o Tarihçe-i Hayat'tan elli tane gönderirsiniz." (Emirdağ Lâhikası 2, s. 37)
Burada da "yeni yazı Tarihçe-i Hayat" eserinden bahsedilmiştir. Ve Üstad Bediüzzaman Hazretleri hayatta iken 1956 yılında Latin harfleri ile Tarihçe-i Hayat eseri basılmıştır.
Risale-i Nurların yeni yazı (Latin harfleri) ile matbaalarda basıldığına dair bir diğer yer ise şurasıdır;
"Risale-i Nur, yirminci asrın ilim ve fen seviyesine uygun müsbet bir metotla akla ve kalbe hitap ederek ikna ve ispat yoluyla gittiği için yalnız Türkiye'de değil, hariç memleketlerde de hüsn-ü kabule mazhar olmuştur. Eserler, memleketimizde yeni yazı ile matbaalarda basılmadan evvel, başta Pakistan ve Irak olmak üzere diğer İslâm memleketlerinde Arapça, Urduca, İngilizce ve Hintçe tabedilerek bütün âlem-i İslâm'a tanıtılmış ve fevkalâde teveccühe mazhar olarak geniş bir okuyucu kitlesi bulmuştur." (Tarihçe-i Hayat, s. 710)
Yeni harfler ile Risale-i Nur eserlerinin basılmasını ve o dönemde Üstad Bediüzzaman Hazretleri'nin sevincini talebe ve hizmetkarlarından Bayram Yüksel Ağabey şöyle anlatıyor;
"...hem Ankara, hem İstanbul, hem Samsun, hem Antalya'da Risale-i Nurlar basılıyordu. Üstadımız, matbaalarda Sözler basılırken, 'Ya Rab! Bunu görsem gideceğim' dedi. Ondan sonra Mektubat basılmaya başladı, 'Bunu görsem gideceğim' dedi. Lem'alar basılmaya başladı aynı şekilde 'Bunu görsem gideceğim' dedi. En sonunda Şuâlar'ı ve Sikke-i tasdik-i Gaybî mecmuasını gördü. 'Ya Rab! Artık ben gideceğim, benim vazifem bitti' diye sık sık söylerdi." (Nakleden: Bayram Yüksel Ağabey, Son Şahitler, c. 3, s. 76)
Bu deliller ve kaynaklar bize gösteriyor ki; Risale-i Nur'u yazan da okuyan da Risale-i Nur Talebesi olur. Risale-i Nur eserleri Latin harfleri ile Üstad Bediüzzaman Hazretleri'nin tensibiyle, uygun görmesiyle basılmıştır. Latin harfleri ile basılan Risale-i Nur eserlerini okuyabilirsiniz. İsterseniz ek olarak Risale-i Nur eserlerini Hatt-ı Kur'ân ile elle de hususi olarak yazabilirsiniz. Biri birine mani değildir. Hem okunup, hem yazılabilir.
Selam ve dua ile.
Nurani Müdafa Heyeti
Comments