«Ahmed Feyzi Kul Ağabey’in 1959’da Üstâd'ı ziyarete geldiğinde konuşulanlar ile ilgili hatıraları tekrarladı Hüsnü Abi. Ahmet Feyzi Abinin Maidetul-Kur’ân’a zeyl/ilave olarak yazdığı 20 sayfalık bir bahis ile ilgili hatırayı anlattı. 20 sayfanın 10 sayfasını da Üstâd ona okuttu. Ayasofya’nın açılması, İttihad-ı İslam gibi bahisler o sohbette geçiyordu. Üstâd bunu dinledikten sonra, “Kardeşim ben bunları reddetmiyorum, kabul ediyorum ama bu güzel inkişafları ben görmeyeceğim, Hüsnü görecek” dedi.»
«Ayasofya ve Âlem-i İslâm ile ilgili naklettiği hatıra için “Bunu altın ile yazıp, ilan etmek lazım. Çünkü Üstâdımızın ilhamen ihbarı bir keramettir. Bunu niçin tenkid ediyorlar ?” dedi.»
"Biz sadece ve sadece Bediüzzaman Hz.’nin söylediklerini söylüyoruz, yazdıklarını okuyoruz."
Hüsnü Bayramoğlu Ağabey (rh)
"Nur Talebesinin vazifesi Risale-i Nur’u ve içinde yazanları neşretmek, okumak, anlatmaktır, onu kendi kitabı gibi kabul etmektir."
Hüsnü Bayramoğlu Ağabey (rh)
«Cevat Rıfat Atilhan’ın “Masonluğun İç Yüzü” kitabı çıktığı zaman Üstâd o kitabı bize aldırdı. Ücret vermeden ödünç alıp gelin, dedi. Alıp getirdik, Zübeyir Abi de vardı. Baştan, ortadan ve sondan 3 sayfa okuttu ve sonra Üstâd dedi ki; “Milyon lira verilse bu kadar reklam yapılamazdı.” Çünkü o kadar Masonların birbiriyle yardımlaşmasını anlatmış ki imanı zayıf müslümanlar Masonluğa gıpta edebilirler. Sonra Üstâd’ımız “Risale-i Nur yarayı deşmeden, kurutur, tedavi eder.” dedi. Bu dersi vermek için o kitabı parayla satın almadan o üç sayfayı okutturdu.»
«Sözler’in sonuna Konferans’ı koyduran kimdir diye sordum. “Üstâd’dır” dedi. 1957’de Sözler basılırken Üstâd Konferansı sonuna ilave etti. Daha sonra küçük bir Risale olarak da basılmasını söyledi. Ve bunlar Üstâd’ımızın onayı ile oldu.»
«Bekir Berk Ağabey, vefatından 10 gün önce Üstâd’ı ziyarete geldi. Mersin’de yerel bir gazete Üstâd’ın aleyhinde yazılar yazdığını Bekir Berk Ağabey, Üstâd’a göstermiş. Bekir Ağabey, “Üstâd’ım bunları mahkemeye verelim, dava açalım.” deyince Üstâd şöyle dedi; “Bu yazılar aleyhimizde de olsa, İnsanlar Risale-i Nur’u merak ederler. Bunların bir kısmı da Risale-i Nur’a talebe olurlar. Bu şekilde hizmete vesile olur. Böyle çok yazılar yayınlandı, ben kimseye tenezzül edip dava açmıyorum.” Üstâd hakikaten hayatı boyunca hiç kimsenin aleyhinde dava açtırmadı.»
Hüsnü Bayramoğlu Ağabey (rh)
"Üstâdımız bir asra yakın ömrünü Kur’an’a hasretmiş. Üstâd bizden ne istiyor? Biz Talebe olmuşuz veya olmak istiyoruz.. O zaman soracağız, Üstâd bizden ne istiyor?
Üstâd bizden tam sadakat ile Nur Talebesi olmamızı istiyor. Said Nursî Cemaati diye bir cemaat yok. Nur Cemaati var. Üstâd şahsiyetini geri çekmiş. Bütün külliyatta Şahs-ı manevinin Üstadlığını ders vermiş."
Hüsnü Bayramoğlu Ağabey (rh)
«Benim tek dersim var; "Risale-i Nur’a bağlanın. Esaslarına, düstûrlarına bağlanın. Bu kitabları okuyun."»
Hüsnü Bayramoğlu Ağabey (rh)
«Hacı Hulusî Bey; Kars’ta bulunduğu müddet zarfında Nurlar'dan istihraç hutbeler ihzar etmiş, bunu camilerde okumuş, Hz. Üstâd'ımızın ve Nurlar'ın ismini belirtmeden hülâsalar nev'inden okumuş. Sonra Üstâd'ımız “Benim Şark'ta bir miralayım komünizme set çekti, bu vatana dinsiz Rus’un girmesine mâni oldu.” diye ziyaretine gelenlere ifade ediyormuş. Hüsnü Ağabey de Hulusî Ağabey'e, "Üstâd'ımız sizin için böyle söylüyordu. Siz askersiniz, acaba orduda mı bir şey yaptınız?" diye sorunca Hulusî Ağabey de "Ben evvela müftü ve hocalara Nurlar'ın hakikatlerini anlattım. Sonra hutbelerde okudum. Üstâd'ımız onu kastetmiş." buyurmuşlar.»
(Nakleden: M. Rıza Derindağ
Kayıt Tarihi: 28.08.2024)
Selam ve dua ile.
Nurani Müdafa
Nakilleri Kaydeden
Comments